Syntax Bio adlı sentetik biyoloji şirketi, Science Advances dergisinde yayımladığı yeni araştırmasında, CRISPR tabanlı Cellgorithm teknolojisini tanıttı. Bu platform, insan kök hücrelerindeki gen aktivitesinin programlanabilir kontrolü için zemin hazırlayarak, araştırmacıların bugün kullandığı yavaş ve değişken manuel süreçlere alternatif sunuyor. Geleneksel hücre farklılaşmasında, bilim insanları kök hücreleri istenen bir soya dönüştürmek için aylarca süren büyüme faktörleri, ortam değişiklikleri ve çevresel ipuçlarına maruz bırakır. Her adımın zamanlama ve reaktif koşullarına karşı son derece hassas olması, tutarsız ve tekrarlanması zor sonuçlara yol açar. Syntax Bio, bu zorlukları aşmayı hedefliyor.
Şirketin Cellgorithm platformu, rejeneratif tıpta uzun süredir karşılanamayan bir ihtiyacı, yani işlevsel hücre tipleri üretmek için tekrarlanabilir ve verimli yöntemlerin eksikliğini gideriyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, biyofarma ve araştırma kurumlarındaki bilim insanları, hücre farklılaşması ve üretimindeki en büyük zorluklar olarak tekrarlanabilirlik, parti değişkenliği ve uzun optimizasyon sürelerini gösteriyor. Cellgorithm teknolojisi, doğal gelişimi taklit etmek için gereken gen aktivasyon dizisini kodlayarak bu süreci otomatikleştiriyor. Tek bir DNA programı, genleri doğru sırayla tetikleyerek tekrarlanan manuel müdahalelere olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor ve birçok hücre tipinin farklılaşmasını aylardan günler veya haftalara indiriyor.
Bu ilerleme, hastalar için diyabet, kalp yetmezliği, Parkinson hastalığı ve görme kaybı gibi rahatsızlıklar için kök hücre tabanlı tedavilere daha hızlı erişim sağlayabilir. Tekrarlanabilirliği ve ölçeklenebilirliği artırarak, Syntax'ın teknolojisi klinik araştırmaları hızlandırıyor ve yeni nesil rejeneratif tedavilerin maliyetini düşürmeye yardımcı oluyor. Şirket, Cellgorithm tabanlı farklılaşmayı terapötötik geliştirmede uygulamak için biyofarmasötik şirketlerle ortaklık kuruyor. Bir işbirliğinde, daha önce dört ay süren bir süreç, Syntax'ın yaklaşımı kullanılarak iki haftadan daha kısa sürede tamamlanabildi.
Bu teknoloji, kök hücre farklılaşma sürecini aylardan haftalara indirerek rejeneratif tıpta devrim yaratma ve hastaların tedavilere erişimini hızlandırma potansiyeli taşıyor.