Papua Yeni Gine'nin Batı Yaylaları'nda 1934 yılında dış dünyadan gelenler, yerel halkın "nonda" adını verdikleri bir mantarı tükettikten sonra geçici olarak delilik belirtileri gösterdiğine tanık oldular. "Mantar çılgınlığı" olarak adlandırılan bu fenomen, etkilenenlerin "cüce halüsinasyonları" yaşadığını ortaya koydu; bu, Gulliver'in Gezileri'ndeki küçük insanlardan esinlenerek adlandırılmış, çok sayıda küçük insanın gerçek dünyada hareket ettiğini ve etkileşimde bulunduğunu algılama durumu. Bir kabile büyüğü, yüzlerinde mantarlar olan küçük insanlar gördüğünü ve onların kendisiyle alay ettiğini anlatmıştı. 1960'lardan beri bilim insanları bu mantar türünü ve bu tuhaf etkilere neden olan kimyasalları belirlemeye çalışsa da, bu sorular günümüze kadar yanıtsız kaldı.
Utah Doğa Tarihi Müzesi'nde doktora öğrencisi olan Colin Domnauer, bu gizemi çözmek için çalışıyor: Bu mantarın kimliği tam olarak nedir, etkileri hakkındaki kültürel bilgi ne kadar yaygın ve neden bu kadar fantastik vizyonlar üretiyor? Son on yılda Çin'in Yunnan bölgesinde, yerel olarak "Jian shou qing" olarak bilinen popüler bir yabani mantarın tüketiminden sonra benzer olaylar yaşandığına dair haberler patlama yaptı. Yerel halk sık sık "xiao ren ren" veya küçük insanlar gördüklerini bildiriyor. Bir profesör, akşam yemeğinde bu mantarı yedikten sonra dönen şekiller ve renkler görmeye başladığını, hatta küçük insanları aramaya başladığını ancak masa örtüsünü kaldırana kadar bulamadığını anlatıyor. Bu mantar, yaygın olarak bilinen "sihirli mantarlardan" tamamen farklı bir Fungi sınıfına ait ve çok daha gizemli kalmaya devam ediyor.
Bu keşif, insan bilinci ve algısı üzerindeki doğal maddelerin etkilerine dair yeni bir pencere açarak, tıp ve etnobotanik alanlarında önemli araştırmalara yol açabilir.