New York Şehri, yaklaşık bir yıl önce, Manhattan'ın en işlek caddelerine giren sürücülerden ücret alma programını başlattı. ABD'de bir ilk olan bu "congestion pricing" (trafik yoğunluğu ücretlendirmesi) planının temel amacı, hava kalitesini iyileştirmek, şehrin yaşlanan ve kapsamlı toplu taşıma sistemini modernize etmek için 15 milyar dolar toplamak ve aynı zamanda sürekli tıkanan şehir bölgelerindeki trafiği rahatlatmaktı. Bu iddialı program, uzun süren tartışmaların ardından 5 Ocak'ta resmen yürürlüğe girdi ve şehrin ulaşım dinamiklerini değiştirmeyi hedefledi.
Girişimin eleştirmenleri, çoğu sürücüye uygulanan 9 dolarlık ücretin, Covid-19 pandemisinden toparlanmaya çalışan bir bölgedeki ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyeceği ve özellikle küçük işletmeler ile çalışan aileler üzerinde aşırı bir yük oluşturacağı konusunda ciddi uyarılarda bulunmuştu. New Jersey Valisi Phil Murphy'den Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'a kadar geniş bir yelpazede yer alan muhalifler, bu plana karşı çıktı ve uygulamanın şehir ekonomisine zarar vereceğini savundu. Yıllarca süren siyasi çekişmeler ve hukuki mücadelelerin ardından, program nihayet hayata geçirilebildi. Makale, uygulamanın ilk sonuçlarının beklentileri karşıladığını ve hedeflerine ulaşmada başarılı olduğunu gösteren beş grafikle bu durumu destekliyor.
New York'un trafik yoğunluğu ücretlendirme programı, benzer şehirler için önemli bir model oluşturarak hem trafik sorununa hem de toplu taşıma finansmanına çözüm sunabileceğini gösteriyor.