Mt. Gox'un eski CEO'su Mark Karpelès, 2025'in sonlarında Japonya'da daha sakin bir yaşam sürerek yeni projelere odaklanıyor. Halihazırda, Intel'in SGX teknolojisini kullanarak kullanıcıların sunucu kodunu doğrulayabildiği vp.net adlı bir VPN şirketinde Baş Protokol Sorumlusu olarak görev yapıyor. Roger Ver ve Andrew Lee gibi isimlerle çalışan Karpelès, bu VPN'i "güvenebileceğiniz tek VPN" olarak nitelendiriyor. Ayrıca, shells.com adlı kişisel bulut bilişim platformunda, yapay zekaya sanal bir makine üzerinde tam kontrol sağlayan bir yapay zeka ajan sistemi geliştiriyor. Bu sistem, yazılım yükleme, e-posta yönetimi ve hatta planlanan kredi kartı entegrasyonu ile satın alma işlemleri gibi görevleri yapay zekaya devrediyor. Karpelès, bu projeyle yapay zekaya tam bir bilgisayar ve serbestlik tanıdığını belirtiyor.
Karpelès'in geçmişiyle bugünü arasındaki tezat oldukça dikkat çekici. On beş yıl önce, küresel Bitcoin işlemlerinin büyük çoğunluğunu gerçekleştiren Mt. Gox'un başında, Bitcoin ticaret dünyasının isteksiz lideriydi. Hikayesi 2010'da, Tibanne adlı web hosting şirketini işletirken Bitcoin ödemelerini kabul eden ilk şirketlerden biri olmasıyla başladı. Sunucularında istemeden de olsa Silk Road ile bağlantılı bir alan adı barındırması, ABD yetkilileri tarafından Dread Pirate Roberts olabileceği şüphesiyle soruşturulmasına yol açtı ve bu durum kamuoyundaki algısını karmaşıklaştırdı.
2011'de Karpelès, Mt. Gox'u daha sonra Ripple ve Stellar'ı kuracak olan Jed McCaleb'den devraldı. Bu devir teslim süreci sorunlarla doluydu; Karpelès, sözleşmeyi imzaladığı ve sunucuya erişim sağladığı zaman arasında 80.000 Bitcoin'in çalındığını iddia etti. McCaleb cezai sorumlulukla karşılaşmasa da, hukuki davalara konu oldu. Karpelès, platformu kötü kod ve teknik sorunlarla dolu bir miras olarak devraldığını belirtiyor. Mt. Gox'un popülaritesi hızla arttı ve milyonlarca kişinin Bitcoin dünyasına giriş kapısı haline geldi.
Mt. Gox'un eski CEO'sunun geçmişteki büyük kripto çöküşünün ardından yapay zeka ve güvenlik odaklı yeni girişimlerle teknoloji dünyasına geri dönüşü, kişisel dönüşümün ve inovasyonun potansiyelini gösteriyor.