Ana Sayfa

Liderler Neden Ekiplerinin Dünyayı "Tatmasına" Yardım Etmeli?

1 dk okuma

Günümüz iş dünyası, sürekli değişim, belirsizlik ve karmaşıklıkla boğuşurken, birçok lider hala çalışanların endişelerini işyerinin dışında bırakmasını bekliyor. Ancak bu beklenti, mevcut durumda gerçekçilikten uzak. Sektörler genelinde çalışanlar aşırı yüklenmiş, tükenmiş ve daha önce hiç olmadığı kadar stresli. Gallup'un son raporlarına göre, küresel çaptaki çalışan bağlılığı %23'ten %21'e düşmüş durumda ve her 10 kişiden yaklaşık 4'ü bir önceki gün endişe yaşadığını belirtiyor. Bu durum, mali stresler, yapay zekanın yükselişi ve "çoklu kriz" (polycrisis) olarak adlandırılan, birbiriyle bağlantılı birçok krizin yaşandığı bir çağda daha da kötüleşiyor. Endişe, düşünmeyi daraltır, karar verme yeteneğini bozar ve bağlantıları zayıflatır; bu da liderler, ekipler ve organizasyonlar için olumsuz sonuçlar doğurur.

Makale, bu olumsuz döngüyü tersine çevirerek "endişeden hayranlığa" geçiş yapmayı öneriyor. "Savoring" (tatma), olumlu duyguları uzatma sanatı olarak tanımlanırken, "wonder" (hayranlık), hayata ve liderliğe bir yönelim olarak geliştirildiğinde, hem bireylerin hem de ekiplerin olasılıklara açılmasına yardımcı oluyor. Hayranlık duygusunu beslemek, stresi, tekrarlayan düşünceleri ve duygusal tükenmişliği azaltırken, yaratıcılığı, bağlantıyı ve dayanıklılığı artırıyor. Bu, anlık bir duygu olmaktan öte, bilinçli bir seçim ve yaşam felsefesi olarak sunuluyor.

En iyi liderler, ekiplerinin sadece sorunları çözmeye odaklanmak yerine, dünyayı "tatmasına" ve "hayranlık duymasına" olanak tanıyarak bu değişimi teşvik etmelidir. Bu yaklaşım, çalışan refahını artırırken, organizasyonel üretkenliği ve performansı da olumlu yönde etkileyecektir. Liderlerin görevi, ekiplerini endişe ve kaygı sarmalından çıkarıp, daha açık, yaratıcı ve dirençli bir zihniyete yönlendirmektir.

İçgörü

Liderlerin, çalışanların tükenmişlik ve endişe çağında refahını ve bağlılığını artırmak için "hayranlık" ve "olumlu duyguları tatma" kavramlarını teşvik etmesi, hem bireysel hem de kurumsal başarı için kritik öneme sahiptir.

Kaynak