Kurşunlu benzin, performans artırıcı bir katkı maddesi olan tetraetil kurşun sayesinde uzun yıllar kullanıldı. Bu maddenin mucidi Thomas Midgley, 1924'teki bir basın toplantısında maddeyi elleriyle yıkayarak güvenli olduğunu iddia etse de, kendisi de kurşun zehirlenmesi geçirmişti. Hatta, bu maddeyi üreten işçilerden bazıları halüsinasyonlar görüp hayatını kaybetmişti; New Jersey'deki bir Standard Oil tesisinde bir hafta içinde beş işçi ölmüş, 35'i hastaneye kaldırılmıştı. İşçiler, tetraetil kurşunun üretildiği laboratuvarları "deli gaz binası" veya "kelebekler evi" olarak adlandırıyordu.
Standard Oil, General Motors ve DuPont gibi şirketler, tetraetil kurşunun tehlikelerinin farkındaydı. Daha önce Ohio'daki bir üretim hattı iki ölümün ardından kapatılmış, başka bir tesiste de benzer vakalar yaşanmıştı. Bilim insanları, kurşunlu benzinin halk sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri konusunda hükümeti uyarmış ve araştırma yapılmasını talep etmişti. Ancak Midgley, şehir sokaklarındaki kurşun seviyesinin tespit edilemeyecek kadar düşük olacağını iddia etmiş ve General Motors, bulguları onaylama şartıyla bir hükümet bürosuna araştırma için fon sağlamıştı.
Bu durum, endüstriyel çıkarların halk sağlığı endişelerinin önüne nasıl geçtiğini açıkça göstermektedir. Kurşunlu benzinin zararları bilimsel olarak kanıtlanmış olmasına rağmen, ekonomik faydaları ve güçlü lobicilik faaliyetleri nedeniyle on yıllarca kullanılmaya devam etmiştir. Bu süreç, şirketlerin ve hükümetlerin tehlikeli maddelerin yaygın kullanımına nasıl izin verdiğini ve bu kararların uzun vadede toplumsal maliyetlerini gözler önüne sermektedir.
Endüstriyel çıkarların, kanıtlanmış halk sağlığı risklerine rağmen tehlikeli bir ürünün on yıllarca yaygın kullanımını nasıl sürdürdüğünü gözler önüne seriyor.