Efsanevi Fransız aktris ve hayvan hakları aktivisti Brigitte Bardot, 91 yaşında hayatını kaybetti. Asi gençliğin ve güzelliğin sembolü olan Bardot, Jean-Luc Godard'ın "Contempt" gibi filmlerindeki şehvetli ve sınırsız performanslarıyla sinemada cinsel devrimin öncülerinden biri oldu. 1950'ler ve 60'larda sergilediği cinsel özgürlükle izleyicileri büyüledi ve ahlaki otoriteleri şoke etti. Amerika Birleşik Devletleri'nde gişe rekorları kıran bir fenomen haline geldi ve Hollywood filmlerindeki sansürün seks tartışmalarını ve çıplaklığı yasakladığı bir dönemde yabancı filmlerin Amerikalılar arasında popülerleşmesine yardımcı oldu. Life dergisi 1961'de onun etkisi hakkında, "Her yerde kızlar Bardot gibi yürüyor, giyiniyor, saçlarını onun gibi yapıyor ve onun gibi özgür ruhlar olmayı diliyorlar" diye yazmıştı. Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Bardot'yu "özgür bir yaşamı temsil ettiğini" söyleyerek anarken, onu "yüzyılın bir efsanesi" olarak nitelendirdi.
Bardot, modern ünlülerin ilk örneklerinden biri olarak kamuoyunu ikiye böldü. Madonna'dan çok önce, kendi koşullarında birçok aşk ilişkisi yaşadı ve feminist öncesi bir dönemde hedonistik davranışları ve yaşam tarzı konusunda özür dilemedi. Fransız yazar Simone de Beauvoir, 1959 tarihli ünlü denemesinde onu "aşk oyununda hem avcı hem de av" olarak tanımladı. Kendi oyunculuk yeteneklerini küçümsemesine ve nadiren eleştirmenlerden övgü almasına rağmen, "…And God Created Woman" (1956) ve "Viva Maria!" (1965) gibi 40'tan fazla filmdeki karizmatik kişiliği yadsınamazdı. Ayrıca 60'lı yıllarda Fransa'da popüler bir şarkıcı oldu. Hayatının ikinci yarısında ise hayvan hakları için tutkulu bir savunucu olarak alışılmadık bir yol çizdi ve kurduğu vakıf onun mirasını sürdürmeye devam ediyor.
Brigitte Bardot'nun ölümü, sinema dünyasında cinsel devrimin sembolü ve hayvan hakları aktivisti olarak bıraktığı derin mirası bir kez daha gündeme getirdi.