Bir ABD yargıcı, vizesi iptal edildikten sonra ABD hükümetine karşı yasal işlem başlatan İngiliz sosyal medya kampanyacısı Imran Ahmed'in gözaltına alınmasını geçici olarak engelledi. Center for Countering Digital Hate (CCDH) kurucusu olan Ahmed, Trump yönetimi tarafından teknoloji platformlarını ifade özgürlüğünü sansürlemeye zorlamakla suçlanan beş kişiden biriydi. Bu durum, çevrimiçi içeriği izleyen kuruluşların çalışmalarını savunan Avrupalı liderlerden tepki çekmişti. ABD'de daimi ikametgah sahibi olan Ahmed, gözaltına alınması ve muhtemel sınır dışı edilmesinin Amerikalı eşi ve çocuğundan kopmasına neden olacağı konusunda uyarıda bulunmuştu. Yargıcın kararını öven Ahmed, BBC News'e yaptığı açıklamada "zorbalığa boyun eğmeyeceğini" belirtti.
Ahmed, kendisinin yaptırıma uğraması kararı üzerine Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve ABD Başsavcısı Pamela Bondi dahil olmak üzere yetkililere karşı yasal şikayette bulundu. ABD Bölge Yargıcı Vernon S Broderick, Ahmed'in geçici uzaklaştırma talebini kabul etti ve yetkililerin Ahmed'i davası dinlenmeden gözaltına almasını geçici olarak engelledi. Ahmed, "Çocukları sosyal medyanın zararlarından koruma ve çevrimiçi antisemitizmle mücadele etme yaşam amacımdan zorbalıkla uzaklaştırılmayacağım" dedi. Avukatı Roberta Kaplan, yargıcın kararının hızının çok şey ifade ettiğini belirterek, federal hükümetin, Amerikalı eşi ve küçük çocuğu olan Imran Ahmed gibi bir green card sahibini, sadece söylediklerini beğenmediği için sınır dışı edemeyeceğini vurguladı.
Ahmed'in kurucusu olduğu CCDH, 2023 yılında Elon Musk'ın sosyal medya şirketi X (eski adıyla Twitter) tarafından, milyarderin şirketi devralmasından bu yana platformdaki nefret söylemindeki artışı rapor etmesi üzerine dava edilmişti. Dava reddedilmiş olsa da temyiz süreci devam ediyor. Ahmed, son birkaç günün "oldukça kafa karıştırıcı" olduğunu ve CCDH'nin hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat yönetimlerle çalıştığını, şimdi ise grubunun araştırdığı kuruluşların eleştirilmeyi sevmediği için hedef alındığını düşündüğünü belirtti.
Karar, ifade özgürlüğü, dijital platformların sorumluluğu ve hükümetlerin aktivistlere yönelik eylemleri arasındaki hassas dengeyi vurguluyor.