Trump yönetiminin göçmen politikalarını konu alan ve "60 Minutes" programından son anda çıkarılan bir haber segmenti, gazetecilik bağımsızlığı tartışmalarına yol açtıktan sonra bir TV uygulamasında yanlışlıkla yayımlandı. Söz konusu segment, Başkan Donald Trump'ın agresif göçmenlik baskısı altında El Salvador'daki kötü şöhretli Terör Tutuklama Merkezi (CECOT) adlı hapishaneye gönderilen göçmenlerle yapılan röportajları içeriyordu. Haberde, sınır dışı edilen iki erkeğin işkence, dayak ve cinsel taciz gibi kötü muamelelere maruz kaldığı iddiaları yer alıyordu. Bir Venezuelalı, cinsel taciz ve hücre hapsiyle cezalandırıldığını belirtirken, bir üniversite öğrencisi ise gardiyanlar tarafından dövüldüğünü ve dişinin kırıldığını anlattı.
Haberin yayından çekilmesi kararı, CBS liderliğinin başkanı olumsuz haberlerden koruduğuna dair yaygın suçlamalarla karşılandı. Haberi hazırlayan gazeteci Sharyn Alfonsi, meslektaşlarına gönderdiği bir e-postada, hikayenin olgusal olarak doğru olduğunu ve CBS avukatları ile standartlar departmanı tarafından onaylandığını belirtti. CBS News şefi Bari Weiss ise hikayenin "ilerleme sağlamadığını" ve Trump yönetiminin yorum yapmayı reddettiğini savunarak, Alfonsi'nin parçasını "hazır olduğunda" yayınlamayı dört gözle beklediğini ifade etti.
Bu anlaşmazlık, gazeteciliğin en saygın markalarından birini yeniden gündeme getirdi ve Weiss'ın atanmasının CBS News'in daha Trump yanlısı bir yöne mi gittiği sorularını güçlendirdi. Olay, medya kuruluşlarının siyasi baskılar karşısındaki duruşu ve haberlerin yayınlanma süreçlerindeki bağımsızlık ilkeleri üzerine önemli tartışmaları tetikledi.
Bu olay, gazetecilik bağımsızlığı, medya etiği ve siyasi baskıların haber içerikleri üzerindeki potansiyel etkisi hakkında önemli soruları gündeme getiriyor.