Makale, yapay zekanın iş gücünü tamamen ortadan kaldıracağı yönündeki abartılı manşetlere karşı çıkarak başlıyor. Yazar, yapay zekanın herkesi işsiz bırakmayacağına inanıyor; ancak bu durumun, araçları akıllıca kullanmamız, adapte olmamız ve üretkenliğimizi artırmamız koşuluna bağlı olduğunu vurguluyor. Asıl tehlikenin, yapay zekayı özensizce ve minimal denetimle kullanan tembel insanlar olduğunu belirtiyor. Eğer işinizin çekirdeğini ve ruhunu yapay zekaya tamamen devrederseniz, bir gün yapay zekanın sizin yerinize geçmesine şaşırmamanız gerektiğini ifade ediyor. Örneğin, bir yazılım mühendisi Cursor'ın tüm kodunu minimal denetimle yazmasına izin verirse, bir pazarlamacı Claude ile tüm blog yazılarını oluşturursa veya bir SDR ChatGPT'ye tüm e-postalarını yazdırırsa, bu durumun uzun vadede iş kaybına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Özellikle daha az deneyimli, 'junior' yeteneklerde bu durumun daha sık görüldüğüne dikkat çekiliyor. Kariyerlerinin başında olan bu kişilerin, işin mekaniğini deneyimleyerek sezgi ve 'zevk' geliştirmesi gerektiğini, ancak yapay zekayı aşırı kullanarak bu adımları atladıklarını belirtiyor. Finans sektöründen bir örnekle, junior finansçıların finansal modellemeyi tamamen yapay zekaya devrederek, modelin nasıl çalıştığını, hassas değişkenlerin neler olduğunu ve en önemlisi başkalarına nasıl açıklayacaklarını öğrenme fırsatını kaçırdıkları anlatılıyor. Yazar, bir şeyi derinlemesine anlamak ve sezgi geliştirmek için işi bizzat yapmanın önemini vurguluyor. Yapay zekanın bir yardımcı araç olması gerektiğini, ancak işin temelini tamamen ona bırakmanın kişisel gelişimi ve dolayısıyla iş güvencesini riske attığını savunuyor.
Yapay zekayı iş süreçlerine entegre ederken kritik düşünme ve kişisel katkıyı ihmal etmek, uzun vadede iş kaybına yol açabilir.