Makale, yapay zeka (YZ) geliştirme sürecinin doğanın enerji verimliliğiyle olan çarpıcı zıtlığını ele alıyor. Google Brain'den Greg Corrado'nun "doğada her şeyin en enerji verimli şekilde çalıştığı" yönündeki sözüne atıfta bulunularak, insan beyninin yalnızca 20 watt elektrik tüketirken, gelişmiş bir RTX 5090 GPU'nun tek başına 800 watt harcadığı belirtiliyor. Yazar, YZ'nin insan beyninin bilişsel işlevlerini taklit etme veya tamamlama çabasının, aslında doğanın tasarımına karşı bir rekabet olduğunu vurguluyor. Mevcut büyük dil modellerinin (LLM) yetenekleri gelişmiş olsa da, tek bir insanın 20 watt ile yapabildiği birçok şeyi henüz yakalayamadığı, özellikle çoklu görev ve karmaşık problem çözme gibi alanlarda insan beyninin hala üstün olduğu ifade ediliyor. Yazar, günümüz yapay zeka çağını 1959'daki IBM 7090 bilgisayar dönemine benzetiyor. O dönemde büyük ve enerji tüketen bilgisayarların sınırlı sayıda olacağı düşünülürken, günümüzde cebimizdeki telefonların bile IBM 7090'dan milyonlarca kat daha güçlü olduğu örneğiyle üstel büyümenin gücüne dikkat çekiliyor. Şu anki YZ ekosisteminde OpenAI, Anthropic ve Google gibi devlerin, tıpkı IBM 7090 dönemindeki gibi, büyük ve kaynak yoğun sistemler geliştirdiği ve bu durumun YZ'nin henüz başlangıç aşamasında olduğunu gösterdiği belirtiliyor. NVIDIA'nın, 2012'de ImageNet yarışmasını kazanmak için kullanılan GPU'lardan günümüzdeki trilyon dolarlık değerine uzanan yolculuğu, bu erken aşamanın ve gelecekteki potansiyelin bir göstergesi olarak sunuluyor. Makale, YZ'nin gelecekteki gelişiminin enerji verimliliği ve ölçeklenebilirlik açısından doğadan öğrenmesi gerektiğini ima ediyor.
Yapay zekanın mevcut enerji tüketimi ve insan beyniyle olan verimlilik farkı, teknolojinin doğanın tasarımlarıyla rekabet etme çabasının erken ve kaynak yoğun bir aşamasında olduğunu gösteriyor.