Uzun yıllar boyunca, tıbbi ultrason prosedürlerinde baloncuk oluşumu (kavitasyon) istenmeyen bir yan etki olarak görülüyordu. Ancak 2001 yılında, Michigan Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bu fenomeni kanserli tümörleri yok etmek için kullanmanın yollarını keşfetmeye başladı. Biyomedikal mühendisliği doktora öğrencisi Zhen Xu, domuz kalp dokusu üzerinde yaptığı deneylerde çığır açan bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem, aşırı güçlü ultrasonu kısa patlamalar halinde, ancak aralarında uzun boşluklar bırakarak uygulamayı içeriyordu. Bu parametreler, hızla oluşan ve çöken baloncuklar yaratarak yakındaki hücreleri parçalıyor ve dokuyu bir tür bulamaç haline getirirken, ısı birikimini önlüyordu. Böylece neşter, radyasyon veya ısı kullanmadan tümörleri yok etmenin bir yolu olan kesiksiz bir cerrahi formu olan histotripsy ortaya çıktı.
Xu, 2009 yılında HistoSonics şirketini kurarak bu güçlü ultrason makinelerini ticarileştirmeyi ve histotripsy prosedürünü yaygınlaştırmayı hedefledi. Şimdiye kadar, bu teknolojinin en önemli uygulama alanı kanserle mücadele oldu. 2023 yılında, HistoSonics'in Edison sistemi, karaciğer tümörlerinin tedavisi için FDA onayı aldı. 2026'da ise böbrek kanseri üzerine önemli bir çalışma tamamlanacak ve düzenleyici onay için başvurulacak. Ayrıca, beş yıllık sağkalım oranı sadece yüzde 13 olan, en ölümcül hastalık formlarından biri kabul edilen pankreas kanseri için büyük ölçekli bir deneme başlatılacak. Pankreas kanseri için etkili bir tedavi, en ölümcül malignitelerden birine karşı önemli bir ilerleme anlamına geliyor.
Histotripsy, fizik, biyoloji ve biyomedikal mühendisliğini bir araya getiren bir "teknoloji senfonisi" olarak tanımlanıyor ve geleneksel yöntemlere kıyasla daha az invaziv ve potansiyel olarak daha etkili bir alternatif sunuyor.
Bu teknoloji, neşter, radyasyon veya ısı kullanmadan tümörleri yok ederek kanser tedavisinde devrim niteliğinde yeni bir kesiksiz cerrahi yöntemi sunuyor.