New York City'deki akıllı telefon yasağı, okullarda beklenmedik bir sorunu gün yüzüne çıkardı: birçok lise öğrencisi geleneksel, analog saatleri okuyamıyor. Queens'teki Cardozo Lisesi müdür yardımcısı Tiana Millen, yasağın genel olarak başarılı olduğunu, öğrencilerin derslere odaklanmasına ve sosyalleşmesine yardımcı olduğunu belirtiyor. Ancak Millen, öğrencilerin derslere zamanında gelmelerine rağmen, analog saatleri okuyamadıkları için zamanı takip edemediklerini ve bu durumun önemli bir beceri eksikliği olduğunu vurguluyor.
Manhattan'da İngilizce öğretmeni Madi Mornhinweg de benzer şikayetlerde bulunarak, öğrencilerin sürekli "Öğretmenim, saat kaç?" diye sorduğunu ve dersin bitmesine kaç dakika kaldığını merak ettiklerini ifade ediyor. Eğitim departmanı, öğrencilerin birinci ve ikinci sınıfta saat okumayı öğrendiğini ve hem analog hem de dijital saatleri bilmelerinin esas olduğunu belirtiyor. Ancak Brooklyn'deki Midwood Lisesi'nden öğrenciler, kendilerinin saat okuyabildiğini ancak bazı arkadaşlarının telefonlarına bağımlılıkları yüzünden bu beceriyi unuttuklarını dile getiriyor. Bazı öğrenciler ise okuldaki saatlerin sık sık bozuk olmasının da bir etken olduğunu ekliyor.
Bu durum, teknolojinin gençlerin belirli becerilerini körelttiğine dair uzun süredir devam eden endişeleri pekiştiriyor. Analog saat okuma konusundaki endişeler telefon yasağından öncesine dayanıyor; 2017'de Oklahoma'da yapılan bir araştırma, 6-12 yaş arası çocukların sadece beşte birinin saat okumayı bildiğini ortaya koymuştu. Bu durum, dijitalleşen dünyada geleneksel becerilerin korunmasının önemini bir kez daha gösteriyor.
Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte geleneksel becerilerin nasıl kaybolduğunu ve eğitim sisteminin bu değişime nasıl uyum sağlaması gerektiğini gözler önüne seriyor.