Makale, 30 milyar dolarlık bir değere sahip "merkeziyetsiz" borsa Hyperliquid'in tersine mühendisliğini yaparak, platformun aslında önemli güvenlik ve şeffaflık kusurları olan merkezi bir yapı gibi işlediğini ortaya koyuyor. "Tamamen zincir üstü" bir sürekli borsa olarak pazarlanmasına rağmen, platformun halka açık kaynak kodu bulunmuyor; bunun yerine tescilli ikili dosyalar kullanılıyor. Bu durum, "kod yasadır" prensibinden uzaklaşarak, platformun gerçek doğası hakkında ciddi şüpheler uyandırıyor.
IDA Pro gibi araçlar kullanılarak yapılan derinlemesine analizler sonucunda, yazar kritik güvenlik açıkları ve tartışmalı işlevler ortaya çıkardı. Temel bulgular arasında, platforma token basma, kullanıcı fonlarını imzasız taşıma ve hatta doğrulayıcıları çökertme yetkisi veren bir "CoreWriter" godmode işlevi bulunuyor. Belki de en tartışmalı olanı, ana ağ ikili dosyasında TestnetSetYesterdayUserVlm adlı bir işlevin keşfedilmesiydi. Bu işlev, geriye dönük işlem hacmi manipülasyonu için yerleşik bir yeteneği işaret ediyor ve platformun bütünlük ve topluluk sahipliği iddialarını ciddi şekilde zedeliyor.
Raporda ayrıca, çözme yeteneği olmayan "planlı dondurma" mekanizması, sadece sekiz yayıncı adresle sınırlı merkeziyetçi işlem gönderim süreci ve zaman kilidi veya çoklu imza gereksinimleri olmayan oracle fiyat geçersiz kılma yetenekleri gibi başka sorunlar da vurgulanıyor. Köprüden yapılan çekimlerin süresiz olarak sansürlenebileceği, yönetişim önerilerinin sorgulanamaz olduğu, 362 milyon dolarlık bir muhasebe açığı ve ana ağda çalışan belgelenmemiş bir borç verme protokolü (BOLE) de tespit edildi. Bu bulgular, Hyperliquid'in iddia ettiği merkeziyetsiz yapıdan çok uzak olduğunu ve kullanıcıları için önemli riskler taşıdığını açıkça gösteriyor.
Hyperliquid'in iddia ettiği merkeziyetsiz yapının aksine, platformun kapalı kaynak kodlu yapısı ve tespit edilen kritik güvenlik açıkları, kullanıcı fonları ve platformun bütünlüğü için ciddi riskler barındırıyor.