Makale, hediye kartlarının hem meşru bir ödeme yöntemi olarak kullanılabileceğini hem de büyük dolandırıcılık şemalarının merkezinde yer aldığını vurguluyor. Amerikan Emekliler Birliği (AARP) gibi kuruluşların "hediye kartıyla ödeme talep eden her şey dolandırıcılıktır" şeklindeki genelleyici ifadelerine karşı çıkan yazar, hediye kartlarının bankacılık sistemine erişimi olmayan kişiler için önemli bir işlem aracı olduğunu belirtiyor. Yüzlerce şirketin hediye kartlarını ödeme olarak kabul ettiğini ve bunların bağımsız bir ödeme altyapısı olarak büyük bir iş hacmine sahip olduğunu açıklıyor.
Ancak, hediye kartı dolandırıcılıklarının da devasa boyutlara ulaştığına dikkat çekiliyor. FBI'ın İnternet Suçları Şikayet Merkezi'ne 2024 yılında bildirilen dolandırıcılık vakalarının 16.6 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor; bu rakamın sadece rapor edilenleri kapsadığı ve gerçek tablonun daha büyük olabileceği vurgulanıyor. Dolandırıcılar genellikle sosyal olarak savunmasız kişileri hedef alarak, onları hediye kartları satın almaya ve kart bilgilerini (kart numarası ve PIN) kendilerine iletmeye ikna ediyor. Ardından, bu değer nakit, kripto para birimi veya yasa dışı ürün ve hizmetler gibi farklı yollarla başka aktörlere aktarılıyor, hatta kara para aklama süreçlerinde kullanılabiliyor.
Makale, ABD'nin bazı ödeme yöntemlerinde tüketicileri dolandırıcılığa karşı agresif bir şekilde koruduğunu, sorumluluğu finansal kurumlara aktardığını belirtse de, hediye kartlarının bu koruma mekanizmalarının dışında kaldığına işaret ediyor. Bu durum, hediye kartlarını dolandırıcılar için cazip bir hedef haline getiriyor ve mağdurların paralarını geri alma şansını düşürüyor. Hediye kartı piyasasının büyük bir kısmının, bu tür kötüye kullanımları önlemeye çalıştığı ancak dolandırıcılıkların yaygınlığını sürdürdüğü ifade ediliyor.
Hediye kartları, meşru bir ödeme aracı olmalarına rağmen, mevcut tüketici koruma mekanizmalarındaki boşluklar nedeniyle dolandırıcılar için kolay bir hedef haline gelerek milyarlarca dolarlık zarara yol açıyor.