Her yıl 20 Mart Dünya Mutluluk Günü'nde yayınlanan Dünya Mutluluk Raporu, Finlandiya'nın yine dünyanın en mutlu ülkesi olduğunu, ABD'nin ise listenin alt sıralarında yer aldığını duyuruyor. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı ve Oxford Üniversitesi Refah Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan bu rapor, 2012'den bu yana İskandinav ülkelerini zirvede gösterirken, zengin bir ülke olan Amerika'nın sürekli olarak düşük performans sergilediğini belirtiyor. Yazar, İsveç ve Danimarka'da ailesi olması nedeniyle İskandinavya'da zaman geçirdiğini ve bu ülkelerin "neşe resimleri" gibi gelmediğini, soğuk, karanlık ve sosyal olarak mesafeli kültürlere sahip olduklarını gözlemlediğini ifade ediyor. Bu kişisel gözlemler, yazarın raporun güvenilirliğine dair şüphelerini artırmış.
Yazar, Dünya Mutluluk Raporu'nu daha derinlemesine incelediğinde, durumun hayal ettiğinden daha kötü olduğunu belirtiyor. Raporda ciddi metodolojik sorunlar bulunduğunu ve hatta bunun bir "aldatmaca" olduğunu iddia ediyor. Medya kuruluşlarının, raporun Birleşmiş Milletler ve Gallup gibi saygın kurumlar tarafından derlendiğini vurgulayarak, bulguların güvenilirliği hakkında herhangi bir şüphe dile getirmeden haberleri yayınlamasını eleştiriyor. Bu durum, kamuoyunda raporun titiz bir araştırma ürünü olduğu izlenimini yaratırken, aslında temelden sorunlu bir yapıya sahip olduğunu göz ardı ettiğini vurguluyor. Yazar, bu tür "seçkin yanlış bilgilendirme" vakalarının, geniş kitlelerce kabul gören raporların bile eleştirel bir gözle incelenmesi gerektiğini gösterdiğini belirtiyor.
Yaygın olarak kabul gören ve medya tarafından sıkça referans gösterilen Dünya Mutluluk Raporu'nun metodolojik sorunlarla dolu olduğu ve güvenilirliğinin sorgulanması gerektiği ortaya konuluyor.