CSS-in-JS, ilk ortaya çıktığında küresel ad alanı sorunlarını çözme ve stilleri bileşenlerle bir araya getirerek modülerliği artırma vaadiyle devrimci bir çözüm gibi görünüyordu. Ancak bu "kolaylık", zamanla frontend geliştirme süreçlerine ciddi bir karmaşa ve performans yükü getirdi. Makale, çalışma zamanında (runtime) stil ayrıştırması, okunaksız sınıf adları ve özellikle sunucu tarafı render (SSR) ile birlikte ortaya çıkan zorlu hydration hataları gibi sorunlara dikkat çekiyor. CSS-in-JS, sunum katmanını JavaScript mantığıyla birleştirerek, CSS'in ilk ortaya çıkış amacı olan ayrıştırma prensibine ters düşüyor.
Bu yaklaşımın getirdiği en büyük sorunlardan biri, göz ardı edilemez performans düşüşüdür. Çalışma zamanında stil oluşturma, milisaniyeler süren dizge ayrıştırması, bellek yükü ve stil yeniden hesaplamaları gibi ölçülebilir maliyetler yaratır. Her bileşen yüklendiğinde stil etiketlerinin oluşturulması, enjekte edilmesi ve tekrarların giderilmesi, render döngüsünü bürokratik bir karmaşaya dönüştürür. Geliştirme ortamında güçlü makinelerde fark edilmeyebilecek bu maliyetler, düşük donanımlı cihazlardaki son kullanıcılar için web sitelerinin yavaşlamasına ve kötü bir deneyim sunmasına neden olur.
CSS-in-JS, basit bir düğmeyi stilize etme işlemini bile bağımlılık enjeksiyonu kadar karmaşık hale getirerek, paket boyutlarının gereksiz yere artmasına yol açmıştır. Web'in en büyük avantajı olan hafif işleme yeteneği, bu aşırı soyutlama nedeniyle baltalanmaktadır. Makale, CSS-in-JS'in vaat ettiği zarafet yerine, performansı düşüren, okunabilirliği azaltan ve hata ayıklamayı zorlaştıran bir "ilerleme kılığındaki aşırı mühendislik" olduğunu savunuyor.
CSS-in-JS'in başlangıçtaki vaatlerinin aksine, frontend geliştirme süreçlerine performans düşüşü, karmaşıklık ve hata ayıklama zorlukları getirerek web'in temel prensiplerini ihlal ettiği ortaya konuluyor.