ABD Adalet Bakanlığı (DOJ), "Antifa" ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişileri hedef alan ve "kitlesel göç ile açık sınırlar lehine aşırı görüşlere sahip" potansiyel hedefleri de kapsayan bir memorandum yayınladı. Bu belge, "doxing" (kişisel bilgileri ifşa etme) ve göçmenlik ile diğer yasa uygulama faaliyetlerini "engellemeyi" (impeding) içerecek şekilde "iç terörizm" tanımını genişletiyor. Özellikle, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ajanlarının isimlerini vermelerini veya maskesiz çalışmalarını talep eden çağrılar "doxing" olarak yorumlanıyor. Bu tanım, ICE ve İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) tarafından, ajanların operasyonlarını gözlemleyen, kaydeden veya protesto eden kişileri "engelleme" faaliyeti içinde görmek için kullanılıyor.
DHS, ICE veya DHS ajanlarını takip eden kişileri gözaltı, tutuklama ve şiddetle tehdit eden sistematik bir politika izliyor. Ajanlar, bu kişileri kovalamış, gözaltına almış, tutuklamış, suçlamış, vurmuş ve hatta ateş etmişlerdir. Bu olaylar, münferit ajanların aşırıya kaçması değil, DHS operasyonlarını gözlemlemeye ve kaydetmeye çalışan insanları sindirme ve tehdit etmeye yönelik resmi, ülke çapında bir politikadır. Hukuki açıdan bu durum önemlidir, çünkü mahkemelerin, bireysel ajanların dağınık eylemlerini durdurmak yerine, resmi bir politikayı durdurma kararı vermesi daha olasıdır.
DHS yetkilileri, ajanları videoya çekmeyi ve çevrimiçi yayınlamayı "doxing" ve "şiddet" olarak nitelendirerek, bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin yasal işlemle karşı karşıya kalacağını belirtiyor. Ajanlara, gözlemcileri "federal bir memuru engelleme" suçlamasıyla tutuklama tehdidinde bulunmaları talimatı verilmiş olsa da, bu suçun temel unsuru fiziksel güç kullanımıdır. Sadece takip etmek ve kaydetmek, ajanların görevlerini yerine getirme yeteneğini sınırlamaz. Bağırmak, protesto etmek, korna çalmak, ıslık çalmak, takip etmek ve kaydetmek gibi eylemler, yasa uygulama operasyonları sırasında bile ABD Anayasası'nın Birinci Değişikliği (First Amendment) tarafından açıkça korunan faaliyetlerdir.
ABD hükümetinin, vatandaşların kamu görevlilerini gözlemleme ve kaydetme haklarını kısıtlayarak anayasal özgürlükleri ihlal etmesi, ifade özgürlüğü ve şeffaflık açısından ciddi endişeler doğuruyor.