Pew Research Center'ın son anketleri, Amerika Birleşik Devletleri'nde dini eğilimlerin yaklaşık beş yıl önce başlayan göreceli istikrar dönemini sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Hristiyanlık, diğer dinler veya herhangi bir dinle özdeşleşen yetişkinlerin oranları ile her gün dua ettiğini, dinin hayatlarında çok önemli olduğunu ve düzenli olarak dini hizmetlere katıldığını söyleyen Amerikalıların yüzdeleri 2020'den bu yana oldukça sabit kaldı. Bu istikrar, on yıllar süren dini gerilemenin ardından gelmesiyle dikkat çekiyor; zira daha önceki düşüşler büyük ölçüde kuşak farklarından kaynaklanıyordu. Yaşlı kuşaklar daha dindarken, onların yerini alan genç kuşaklar daha az dindar olma eğilimindeydi.
Bazı medya raporları, ABD'deki genç yetişkinler, özellikle genç erkekler arasında bir dini canlanma olabileceğini öne sürse de, Pew'in son anketleri ve analiz ettiği diğer yüksek kaliteli araştırmalar, bu tür ülke çapında bir dini dirilişin olduğuna dair net bir kanıt göstermiyor. Ortalama olarak, genç yetişkinler yaşlı Amerikalılara göre çok daha az dindar olmaya devam ediyor. Günümüzün genç yetişkinleri, on yıl önceki gençlere göre de daha az dindar. Ayrıca, genç erkeklerin büyük sayılarda Hristiyanlığa geçtiğine dair bir gösterge bulunmuyor.
Ancak, genç insanlar arasında dinle ilgili bazı ilginç gelişmeler yaşanıyor. Örneğin, genç erkekler artık aynı yaş grubundaki kadınlarla yaklaşık olarak aynı derecede dindar. Bu, geçmişte genç kadınların genç erkeklerden daha dindar olma eğiliminde olduğu zamandan önemli bir değişiklik. Ancak, bu cinsiyet farkının kapanması, Amerikalı kadınlar arasındaki dindarlığın azalmasından kaynaklanıyor; erkeklerin dindarlığının artmasından değil. En genç yetişkinlerin (yaklaşık 18-22 yaş arası) dindarlık seviyeleri, kendilerinden biraz daha büyük olanlara (20'li yaşlarının ortaları-sonları) eşit veya daha fazla olsa da, bu durum zamanla değişebilir.
ABD'de dini eğilimlerin uzun süreli düşüşün ardından istikrara kavuştuğunu ve genç yetişkinler arasında yaygın bir dini canlanma beklentisinin mevcut verilerle desteklenmediğini ortaya koyuyor.