Matthew Butterick, yazılım korsanlığının geleneksel algısını sorgulayan bir makalede, fontlarının internette yasa dışı olarak dağıtılmasının aslında sandığımız kadar kötü bir durum olmadığını öne sürüyor. Yazar, son 40 yıldır yazılım dünyasında korsanlığın yol açtığı iddia edilen büyük kayıplar üzerine çok fazla endişe duyulduğunu, ancak korsanlığı önleme mekanizmalarının genellikle meşru müşterileri hırsızlardan daha fazla rahatsız ettiğini belirtiyor. Kendi iş modelini 'onur sistemi' üzerine kurduğunu ve kötü niyetli aktörlerin peşine düşmek yerine yeni müşteriler kazanmaya odaklanmanın daha değerli olduğunu ifade ediyor.
Makale, yazılım korsanlığının optimal seviyesinin sıfır olmadığını iddia ediyor. Yazar, yazılımı hiç yayınlamamak veya tamamen açık kaynaklı hale getirmek gibi korsanlığı tamamen önleyen iki senaryoda da gelirin sıfır olacağını belirtiyor. Bu durumda, maksimum gelirin bir miktar korsanlığın olduğu orta noktada gerçekleştiğini savunuyor. Benzer bir mantığın iade politikaları için de geçerli olduğunu, bazı kullanıcılar tarafından kötüye kullanılsa bile iade politikasının genel olarak daha fazla satış getirdiğini ve net bir kazanç sağladığını ekliyor.
Butterick, rasyonel seçim argümanını kullanarak yazılım korsanlığının aslında var olmadığını bile gösterebileceğimizi belirtiyor. İki farklı satış senaryosu sunarak, yüksek gelir ve yüksek 'korsanlık' oranına sahip bir senaryonun, düşük gelir ve düşük 'korsanlık' oranına sahip bir senaryodan daha kârlı olabileceğini vurguluyor. Bu, korsanlık nedeniyle yaşanan kayıpların genellikle yanlış hesaplandığı veya abartıldığı anlamına geliyor, çünkü korsanlık bazen ürünün yaygınlaşmasına ve dolaylı olarak gelirlere katkıda bulunabilir.
Yazılım korsanlığının her zaman bir kayıp olmadığı, aksine belirli bir seviyede varlığının gelirleri optimize edebileceği fikrini ortaya koyuyor.