ProPublica'nın haberine göre, Trump yönetimi, Kenya'daki mültecilere yönelik gıda yardımını kesmenin şiddet ve ölümlere yol açacağı yönündeki tekrarlanan uyarılara rağmen, bu kararı uygulamaya devam etti ve binlerce kişinin açlıktan ölmesine neden oldu. USAID'ye atanan yeni liderler, ajansın "yıkımını" kutladıktan sonra, Nairobi'de üst düzey yetkililerle bir araya gelerek bu kesintilerin felaketle sonuçlanacağını yüz yüze dinlediler. Ancak bu uyarılar dikkate alınmadı ve yönetim, tasarruf politikaları adı altında insani yardımları kıstı.
Ocak 2024'te ABD'nin Dünya Gıda Programı'na (WFP) sağladığı 112 milyon dolarlık yardım aniden kesildi. Bu durum, WFP'yi yılın geri kalanı için yeterli desteği bulma konusunda hazırlıksız yakaladı. Aylarca süren bu fon kesintisi, Kenya'daki yaklaşık 720.000 mültecinin hayatta kalmak için bağımlı olduğu gıda tayınlarının ciddi şekilde azaltılmasına yol açtı. Kamplardaki yardım görevlileri, azalan fonları idare edebilmek için tayınları o kadar düşürdü ki, kampların yarısı hiç yiyecek alamadı. Bu durum, insanları hayatta kalmak için imkansız seçimler yapmaya zorladı ve birçok can kaybına neden oldu. ABD'li hükümet ve insani yardım yetkilileri, Washington'ı aylarca durumun vahameti konusunda uyardı. Nihayetinde, ABD bazı fonları serbest bıraktı ve bu sayede gıda dağıtımına en az Mart ayına kadar devam edilebilecek olsa da, tayınlar hala önemli ölçüde düşük seviyede kaldı. Bu olay, Trump yönetiminin dış politika kararlarının doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıkan, insan yapımı bir açlık krizi olarak kayıtlara geçti.
Trump yönetiminin dış yardım kesintileri, Kenya'daki mülteciler arasında ciddi bir insani krize ve binlerce kişinin açlıktan ölmesine yol açarak, siyasi kararların küresel etkilerini gözler önüne serdi.