Modern veritabanı sistemleri, 1990'lı ve 2000'li yılların yavaş dönen diskleri için tasarlanmış mimarilere dayanıyor. Ancak günümüzde NVMe SSD'ler, hem veri akışı hem de gecikme süresi açısından bin kat daha hızlı performans sunuyor. Bu durum, yazma-öncesi loglar (write-ahead logs), büyük sayfa boyutları ve toplu yazma gibi disk G/Ç'sinin yavaş olduğu varsayımına dayalı tasarım kararlarının sorgulanmasına yol açıyor. Eğer 2025 yılında sıfırdan bir veritabanı tasarlansaydı, mevcut mimarilerin hangi yönleri değişir, hangileri kalırdı? Bu soru, sadece SSD'lerin değil, aynı zamanda bulut bilişimin, yüksek performanslı veri merkezi altyapılarının ve çok çekirdekli sunucuların da etkisiyle daha da karmaşıklaşıyor. Küresel ve 7/24 çalışan uygulamalar için kesinti süresi maliyetli hale gelirken, güvenlik ve uyumluluk gereksinimleri de artmış durumda.
Bu soruyu nicel olarak ele almak için, Jim Gray ve Franco Putzolu'nun 1986 tarihli "Beş Dakika Kuralı" adlı makalesi güncelleniyor. Bu kural, bir sayfanın ne kadar süreyle bellekte tutulması gerektiğini maliyet etkinliği açısından belirliyor. Günümüzün modern donanım ve maliyetleriyle yapılan hesaplamalar, örneğin bir EC2 i8g.48xlarge örneği üzerinde, 32kB'lık sayfalar için optimal maliyetle bir önbelleğin sayfaları yaklaşık 30 saniye boyunca saklaması gerektiğini gösteriyor. Bu, 40 yıl önceki sonuçtan çok farklı olmasa da, optimal gecikme süresi için önbelleğin önemli ölçüde daha büyük olabileceği anlamına geliyor. Modern SSD'ler ve bulut altyapıları, veritabanı tasarımında önbellek boyutlandırması gibi temel kararları etkilese de, bazı temel prensiplerin geçerliliğini koruduğunu gösteriyor.
Modern donanım ve bulut altyapısı, veritabanı mimarilerinin temel tasarım prensiplerini yeniden düşünmeyi gerektiriyor, özellikle önbellek yönetimi ve G/Ç optimizasyonları açısından.