Yazar, 1981'den beri mekanik klavyelere olan düşkünlüğünü ve özellikle IBM Model M klavyelerini kullandığını belirterek, QWERTY düzenindeki bu klavyelerde ana dili Felemenkçe ve diğer dillerdeki aksanlı karakterleri yazma sorununu ele alıyor. Windows 3.0 ile tanıştığı US International düzeninin, ölü tuşlar (dead keys) sayesinde aksanlı karakterler (örneğin 'e' sonrası 'é') üretme çözümünü sunsa da, programcılar için sürekli tırnak işareti kullanırken boşluk tuşuna basma zorunluluğu gibi can sıkıcı yönleri olduğunu ifade ediyor.
Bu soruna çözüm olarak, yazar AltGr tuşunu kullanarak aksanlı karakterlere doğrudan erişim sağlayan bir düzen geliştirmeyi düşündü. Mevcut US International düzeninde AltGr-e ile 'é' gibi karakterler üretilebiliyordu, ancak 'ë' gibi bazı karakterler yalnızca ölü tuşlarla elde edilebiliyordu. Yazar, ölü tuşları ortadan kaldırarak programlama esnasındaki rahatsızlığı gidermeyi ve AltGr ile tüm karakterlere erişimi sürdürmeyi hedefledi. Bu, 'ï' gibi daha az kullanılan karakterler için Shift-AltGr-" ardından 'i' gibi daha karmaşık kombinasyonlar gerektirse de, genel yazım deneyimini iyileştirdi.
Yazarın bu özel klavye düzeni, yıllar süren kişisel kullanım ve Linux kurulumlarında dosya modifikasyonlarının ardından, 2007 yılında "International AltGr dead keys" adıyla Linux dağıtımlarına resmi olarak dahil edildi. Bu sayede kullanıcılar, özel dosyaları düzenlemek yerine menüden bu düzeni seçebilir hale geldi. Düzenin popülerleşmesiyle birlikte, kullanıcılar Windows için de benzer bir çözüm talep etmeye başladı. Makale, Enno adlı bir kullanıcının Almanca karakterlerle ilgili geri bildirimleriyle devam ediyor ve altgr-intl'in gelişim sürecini ve topluluk içindeki yaygınlaşmasını vurguluyor.
Bu klavye düzeni, QWERTY klavye kullanıcılarının farklı dillerdeki özel karakterleri daha verimli ve rahat bir şekilde yazabilmesini sağlayarak çok dilli yazım deneyimini önemli ölçüde iyileştiriyor.