Yazar, müzik sekanslamadaki deneyimlerini ve Öklid ritimlerinin bu alandaki potansiyelini keşfini paylaşıyor. Evindeki Elektron Digitone ve Digitakt gibi donanım sentezleyicilerle başlayan bu yolculuk, genellikle karmaşık görünen FM sentezini daha erişilebilir kılan Elektron'un iş akışını öne çıkarıyor. Ancak, donanım sentezleyicilerin sabit mimarileri ve öğrenme zorlukları, yazarın daha fazla deneme yapmasına yol açmış.
Bu noktada, Eurorack donanım formatıyla büyük ölçüde örtüşen bir yazılım modüler sentez ortamı olan VCV Rack devreye giriyor. VCV Rack, kullanıcılara kablolar ve modülasyonlarla sonsuz yaratıcılık imkanı sunarak karmaşık ses tasarımları yapma fırsatı veriyor. Yazar, Digitone/takt üzerinde genellikle küçük evrimler gösteren kalıplar oluşturduğunu ve parametreleri, filtreleri ve efektleri ayarlayarak geçişler yarattığını belirtiyor. Ancak, canlı doğaçlama için mevcut yöntemlerinin çok fazla ön hazırlık gerektirdiğini fark ediyor. Saf rastgeleliğin genellikle iyi ses vermediğini, ancak "şanslı kazaları" artıracak bir yönteme ihtiyacı olduğunu vurguluyor.
İşte tam da bu noktada VCV Rack'teki Öklid ritimlerine dayalı sekanslayıcılar devreye giriyor. Yazar, bu ritimlerin aradığı çözüm olabileceğini düşünüyor. Öklid ritimleri, müziğe matematiksel bir düzen getirerek hem öngörülebilir hem de ilginç ritmik yapılar oluşturmaya yardımcı olabilir. Bu yaklaşım, canlı performanslarda doğaçlama yeteneğini artırarak müzisyenlere daha spontane ve yaratıcı bir deneyim sunma potansiyeli taşıyor.
Öklid ritimleri, müzik sekanslamada canlı doğaçlamayı ve yaratıcı "şanslı kazaları" teşvik ederek geleneksel yöntemlerin sınırlamalarını aşmaya yardımcı olabilir.