İngiliz matematikçi ve teolojik tartışmaların yazarı William Whiston, o gece görülen olay hakkında İngiltere'nin dört bir yanından ilk elden tanıklıkları topladı ve yayımladı. Tanıklar, kuzey gökyüzünde "ateş sütunları", "alevli ışınlar" ve "piramitler" olarak tanımladıkları devasa ışık oluşumlarını anlattılar. Bu ışıkların "gökkuşağının tüm renklerini" sergilediğini ve ufka doğru dikey olarak indiğini belirttiler. Bazı gözlemciler ise bu fenomeni, havada devasa bir savaşta kilitlenmiş orduların görüntüsüne benzeterek mızraklar ve yanan mızraklar gibi savaşçı metaforlar kullandılar. Gökbilimci Edmond Halley de ertesi yıl Royal Society'nin Philosophical Transactions dergisinde yayımlanan bir makalede bu olayı detaylı bir şekilde not etti. Bu erken dönem gözlemleri ve kayıtları, kuzey ışıklarının bilimsel olarak anlaşılmasının ilk adımlarını oluşturdu ve modern astrofizik çalışmalarına zemin hazırlayarak, doğa olaylarının bilimsel yöntemlerle incelenmesinin önemini vurguladı. Bu tür olayların detaylı gözlemleri, gelecekteki bilimsel keşifler için kritik bir temel oluşturmuştur.
18. yüzyıl bilim insanlarının kuzey ışıklarını anlamak için tarihi kayıtlara yönelmesi, bilimsel araştırmanın evriminde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor.