Noah Smith'in "Weeb Economy" adlı kitabının yeni bölümünü içeren bu makale, Japonya'nın 2000'lerin sonlarından bu yana yaşadığı ekonomik durgunluğu tersine çevirmeye yönelik büyük bir fikri ele alıyor. Yazar, 2000'lerin ortalarında Japonya'da yaşarken ülkenin adeta "gelecek" gibi hissettirdiğini belirtiyor. O dönemde Japonya, 3G kapaklı telefonları, LCD/plazma TV'leri, otomatik pirinç pişiricileri, yüksek performanslı dizüstü bilgisayarları ve uzay gemisi gibi tuvaletleriyle Amerika'dan çok daha ilerideydi. Şehirler dev ekranlarla süslü, trenler temiz, hızlı ve dakikti, Japon otomobilleri ise sessiz ve verimliydi; hatta devrim niteliğindeki Toyota Prius bile bir Japon modeliydi.
Yazar, 21. yüzyılın ilk on yılında Japonya'nın yeni yüzyılı kucakladığını, Amerika'nın ise hala 20. yüzyılda kaldığını hissettiğini aktarıyor. Siberpunk bilim kurgu türünün yaratıcısı William Gibson bile 2001'de Japonya'nın "hala gelecek" olduğunu ve "erken hızlanmış değişimin tünelinin uzak ucundan çıktığını" yazmıştı. Ancak makale, bu parlak dönemin ardından gelen ekonomik durgunluğa ve Japonya'nın o "gelecek" imajını nasıl kaybettiğine odaklanıyor.
Makale, Japonya'nın bir zamanlar sahip olduğu bu ivmeyi ve yenilikçi ruhu yeniden kazanarak ekonomik durgunluktan çıkış yollarını aramayı hedefliyor. Yazarın "Weeb Economy" adını verdiği bu yeni bölüm, Japonya'nın ekonomik geleceğini şekillendirebilecek potansiyel çözümleri ve stratejileri derinlemesine inceliyor.
Makale, Japonya'nın bir zamanlar teknolojik ve kültürel bir öncü olarak algılanırken, son yıllarda yaşadığı ekonomik durgunluk ve bu durumu tersine çevirme potansiyelini ele alıyor.