Makale, "gizleyecek hiçbir şeyim yok" diyen bireyleri eleştirerek, bu duruşun sadece saflık değil, aktif olarak zararlı olduğunu savunuyor. Yazar, bu kişilerin kendi özgürlüklerini teslim etmekle kalmayıp, diğer herkes için de gözetim zincirlerini dövdüğünü belirtiyor. Bu "şimdiki zaman patolojisi"ni, yani geleceği hayal edememe yetersizliğini ahlaki bir suç olarak nitelendiriyor. Açık bir kitap gibi yaşayarak, devletin gözetim makinesi için bir "normallik" tabanı oluşturduklarını, her şifresiz mesaj, her düşüncesiz arama ve her konum etiketli gönderinin, devletin algoritmalarına "iyi, şeffaf bir vatandaşın" nasıl göründüğünü öğreten bir veri profili oluşturduğunu vurguluyor.
Bu durumun en tehlikeli yanı ise, bağlamın değişmesiyle ortaya çıkıyor. Siyasi rüzgarlar yön değiştirdiğinde, bir zamanlar tuttukları bir inanç suç sayıldığında veya okudukları bir kitap "yıkıcı" ilan edildiğinde, aniden gizleyecek bir şeyleri oluyor. İşte o zaman gizlilik araçlarına yöneliyor, şifreli mesajlaşma uygulamaları indiriyor veya VPN kullanmaya başlıyorlar. Ancak, kendi yarattıkları tam şeffaflık geçmişine karşı ilk gizlilik girişimleri, gözetim makinesi için bir "Sapma Sinyali" (Deviancy Signal) tetikliyor. Bu, onların en kamusal ve şüpheli eylemi haline geliyor; adeta sırtlarına bir hedef çiziyorlar. Gizliliğe ihtiyaç duyduklarında, kendi geçmişleri bunu bir suç itirafına dönüştürüyor.
Bu zararın sadece bireysel özeleştiriyle sınırlı kalmadığı vurgulanıyor. Etkisi dışarıya doğru yayılarak, çevredeki herkesin dikkatli çalışmalarını boşa çıkarıyor. Örneğin, yıllarca mükemmel operasyonel güvenlik uygulayan bir arkadaşınızın, sizin şifresiz telefonunuz aracılığıyla kimliği, devletin kalıcı ve aranabilir kayıtlarına bağlanabiliyor. Toplumsal ölçekte ise, bu eylemsizlik kolektif bir ihanete dönüşüyor. Sapma Sinyali'nin gücü, şeffaf yaşayan insan sayısıyla doğru orantılıdır; gizliliği reddeden her birey, devletin bilgi havuzuna bir damla daha "temiz su" ekleyerek, her türlü muhalif dalgalanmayı daha görünür kılıyor.
Bireylerin "gizleyecek hiçbir şeyim yok" diyerek gösterdiği şeffaflık, gözetim devletleri için bir normallik tabanı oluşturarak hem kendi geleceklerini hem de diğerlerinin gizlilik çabalarını tehlikeye atıyor.