Mitsubishi Diatone'un 1985 yılında ürettiği D-160 modeli, ses teknolojisi tarihinde dikkat çekici bir yer tutuyor. Yaklaşık 30.000.000 Yen'lik (o dönemin parasıyla oldukça yüksek bir meblağ) fiyat etiketi ve 4 aylık özel üretim süreciyle, bu hoparlör sıradan bir tüketici ürünü olmaktan çok uzaktı. D-160'ın kalbinde, Diatone'un o zamana kadar geliştirdiği en büyük woofer ünitesi olan 160 cm çapındaki PW 1600 bulunuyordu. Bu devasa ünitenin diyaframı, ağırlığı azaltmak amacıyla alüminyum alaşımlı petek çekirdek ve karbon fiber takviyeli plastik (CFRP) kaplamadan yapılmıştı ve sadece 3 kg ağırlığındaydı.
Manyetik devredeki ağırlık sorununu aşmak için alan bobini (field coil) kullanıldı. Kalıcı mıknatıslarla hesaplandığında 800 kg'ı aşacak bir ağırlığa ulaşılacağı öngörülen sistemde, alan bobini tek başına 400 kg geliyordu. Yüksek giriş direncini sağlamak için ısıya dayanıklı bobinler kullanılırken, tek parça dökülemeyen gövde dört parçanın cıvatalarla birleştirilmesiyle oluşturulmuş ve tek başına 600 kg ağırlığındaydı. Bas-refleks sistemine sahip bu devasa hoparlörün gövdesi, ahşap kaplı çelik bloklardan imal edilmişti.
D-160'ın geliştirme süreci, özellikle karakteristik testleri sırasında beklenmedik zorluklarla doluydu. Ölçüm odasındaki titreşim nedeniyle tavan lambalarının düşmesi üzerine testler fabrikanın açık arazisinde yapılmak zorunda kalındı. Hoparlörün dış testleri ise çevreyi olumsuz etkiledi; 100 metre mesafeden ses olarak algılanan titreşim, daha uzak mesafelerde duyulabilir ses olmaktan çıkıp yer sarsıntısına dönüşüyordu. Fabrikadan 2 km'lik bir yarıçap içinde deprem benzeri titreşimler, duvar ve pencere sesleri gibi hasarlar rapor edildi. Kobe Portpia Mitsubishi Miraikan'da ilk kez sergilenen D-160, hatta bir televizyon programında prefabrik bir evde çalındığında camları kırıp kırmayacağı sorusuyla gündeme gelmişti. Bu güçlü hoparlör, gürültü ve titreşim araştırmaları yapan üniversite ve araştırma enstitülerinin laboratuvarlarında da kullanıldı.
Diatone D-160, ses gücünün sınırlarını zorlayarak hem mühendislik harikası bir ürün olmayı başarmış hem de çevresel etkileriyle teknolojinin kontrolsüz gücünü gözler önüne sermiştir.