Ana Sayfa

Deniz Altı Kablolarının Mirası: İnternetin Gizli Omurgası

1 dk okuma

Günümüzde kablosuz teknolojiler ve "Bulut" depolama çözümleri, bilginin dünya çapında uydular aracılığıyla aktarıldığı yanılgısını yaratabilir. Ancak gerçekte, internet trafiğinin %97'si, ülkeler arasında veri taşıyan bakır ve fiber optik deniz altı kabloları üzerinden gerçekleşir. Yaklaşık 1.2 milyon kilometre uzunluğundaki bu kablolar, küresel ağlarımızı destekleyen kritik altyapılardır. İletişim, ticaret, hükümet ve askeri fonksiyonlar için hayati öneme sahip olan bu kablolar, mesajları ve bilgileri güvenli bir şekilde taşır. Bu nedenle, deniz altı kablolarının kontrolü veya kesintiye uğraması ciddi politik ve ekonomik sonuçlar doğurabilir.

Deniz altı kablolarının tarihi, 1800'lerin sonlarında elektrikli telgrafın hızını artırma amacıyla başlamıştır. Telgraf, modern telekomünikasyon sistemlerinin öncüsüydü ve Morse koduyla bilgi gönderiyordu. İlk uluslararası telgraf kablosu 1851'de İngiltere'yi Fransa'ya bağladı ve "gutta percha" adı verilen doğal bir plastikle yalıtılmıştı. Malezya Yarımadası'nda yetişen ağaçların öz suyundan elde edilen gutta percha, su geçirmez özelliği sayesinde kabloları yalıtmak için ideal bir malzeme olarak kullanılıyordu; ta ki 1930'larda polietilenin keşfine kadar.

1866'da başarılı bir şekilde döşenen Transatlantik telgraf kablosu, İngiltere ve ABD arasındaki ortaklıkla küresel iletişimi devrim niteliğinde değiştirdi ve politik bağları güçlendirdi. Telgraf kabloları, ülkelere bilgi akışını kontrol etme, jeopolitik etkiyi artırma ve emperyal gücü pekiştirme yeteneği kazandırdı. Ancak bu teknolojik ilerlemenin bir bedeli de vardı: gutta percha ağaçları, kablo üretimi için aşırı miktarda kullanıldıkları için 1890'lara gelindiğinde yok olma eşiğine geldi. Bu durum, teknolojik gelişimin doğal kaynaklar üzerindeki etkilerini de gözler önüne sermektedir.

İçgörü

İnternetin büyük bir kısmını taşıyan deniz altı kabloları, sadece teknolojik bir altyapı olmakla kalmayıp, küresel güç dengeleri, jeopolitik etki ve doğal kaynakların sürdürülebilirliği üzerinde de derin tarihsel ve güncel etkilere sahiptir.

Kaynak