Airbus, ulusal ve Avrupa perspektifinden son derece hassas verileri barındıran kritik uygulamalarını (ERP, üretim yürütme sistemleri, CRM ve ürün yaşam döngüsü yönetimi gibi) dijital olarak egemen bir Avrupa bulutuna taşımak için önemli bir ihale başlatmaya hazırlanıyor. Bu hamlenin temelinde, bilgilerin Avrupa kontrolünde kalmasını sağlama ve SAP gibi satıcıların inovasyonlarını yalnızca bulut platformlarında sunması yatıyor. Şirket, Ocak ayının başlarında teklif taleplerini yayınlayacak ve yazdan önce bir karar vermeyi hedefliyor. On yıla kadar sürebilecek ve 50 milyon Euro'dan fazla değere sahip bu sözleşme, uzun vadeli fiyat öngörülebilirliği sunacak.
Dijital egemenlik kavramı, Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşüyle birlikte daha da önem kazandı; zira politikaları ticaret ve jeopolitik ilişkilerde dalgalanmalara yol açarak Avrupalı müşterileri ABD'li sağlayıcılara olan bağımlılıklarını azaltmaya yöneltti. Microsoft, AWS ve Google gibi büyük teknoloji şirketleri bu endişeleri gidermek için çözümler sunsa da, ABD CLOUD Yasası'nın Amerikan şirketlerinin denizaşırı veri merkezlerindeki verileri talep etmesine izin vermesi nedeniyle korkular devam ediyor. Hatta Microsoft, geçen Temmuz ayında bir Fransız mahkemesinde bu yasa kapsamında veri egemenliğini garanti edemeyeceğini kabul etmişti. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı'nın Microsoft e-postasına erişimini kaybetmesi gibi örnekler, bu endişelerin teorik olmaktan öteye geçtiğini gösteriyor.
Airbus Dijitalden Sorumlu Başkan Yardımcısı Catherine Jestin, Avrupa bulut sağlayıcılarının yeterli ölçeğe sahip olup olmadığını sorguluyor ve uygun bir çözüm bulma şansını %80'e %20 olarak değerlendiriyor. Bu durum, Avrupa sağlayıcıları üzerinde iş birliği yapma baskısı yaratırken, Airbus'ın zaman çizelgesinde bu karmaşıklıkların üstesinden gelip gelemeyecekleri belirsizliğini koruyor.
Airbus'ın kritik uygulamalarını Avrupa egemen bulutuna taşıma kararı, dijital egemenlik ve veri güvenliği endişelerinin küresel teknoloji stratejilerini nasıl şekillendirdiğini gösteriyor.