Amerika Birleşik Devletleri, 1970'lerden bu yana en büyük nükleer enerji santrali inşa programını başlatmaya hazırlanıyor. Trump yönetimi, Westinghouse Electric Company ve ortakları Brookfield Asset Management ile Cameco ile 80 milyar dolar değerinde yeni, büyük ölçekli nükleer reaktörler inşa etmek üzere bir ortaklık kurdu. Bu anlaşma, ABD nükleer endüstrisi için nesillerdir beklenen en büyük fırsatı temsil ediyor. Proje kapsamında, Westinghouse tarafından geliştirilen ve her biri yaklaşık 1.110 megavat elektrik gücü üretebilen AP1000 tipi basınçlı su reaktörleri inşa edilecek. Bu reaktörler, Georgia'daki Vogtle nükleer santralindeki 3. ve 4. ünitelerle aynı tipte.
Ancak geçmiş deneyimler, bu büyük hedefin önünde ciddi engeller olduğunu gösteriyor. Vogtle santralindeki 3. ve 4. ünitelerin inşası, yedi yıl gecikmeli tamamlanmış ve beklenen maliyetin iki katından fazlasına, yaklaşık 35 milyar dolara mal olmuştu. Bu durum, özel sektörün yeni reaktör inşa etmenin getirdiği finansal riskleri üstlenmekten çekinmesine neden oluyor. Yine de, yeni AP1000 reaktörlerinin inşasında maliyetlerin düşürülmesi için umut verici işaretler var; örneğin, Vogtle 4. ünitesi, 3. üniteden %30 daha az maliyetli oldu. Ayrıca, ABD'de düzenleyici süreçleri kolaylaştırmak ve gelecekteki projelerin Vogtle'daki gibi gecikmeler yaşamasını önlemek için iki partili bir çaba bulunuyor. Eski Başkan Joe Biden tarafından imzalanan ADVANCE Yasası, Nükleer Düzenleme Komisyonu (NRC) süreçlerini iyileştirmeyi ve nükleer enerjinin güvenli bir şekilde konuşlandırılmasını teşvik etmeyi amaçlayan önemli adımlar içeriyor. Bu yasa, NRC'nin misyon beyanını değiştirerek nükleer gelişimi destekleme hedefini de içeriyor.
ABD'nin nükleer enerjiye yaptığı bu devasa yatırım, ülkenin enerji bağımsızlığını güçlendirme ve iklim hedeflerine ulaşma potansiyeli taşırken, geçmişteki maliyet ve zaman aşımı sorunlarının tekrarlanmaması için önemli dersler çıkarılması gerektiğini gösteriyor.