Ana Sayfa

AB'nin X'e Kestiği Ceza Sansürle İlgili Değil, Şeffaflık İhlali

1 dk okuma

Avrupa Komisyonu'nun Elon Musk'ın X platformuna Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında kestiği 120 milyon avroluk ceza, iddiaların aksine ifade özgürlüğü ya da sansürle ilgili değil. Bu ceza, AB'nin yasalarının "normal, sıkıcı" gerekliliklerinin uygulanmasından kaynaklanıyor. Hatta bu gerekliliklerin çoğu, ABD'de mevcut olan veya iki partinin de desteklediği yasa tekliflerine benziyor. Komisyon, X'e karşı 2023'te başlatılan çok yıllık bir soruşturmanın ardından üç ana suçlama yöneltti: biri doğrulama (mavi tikler) ile ilgiliyken, diğer ikisi şeffaflık yükümlülüklerinin ihlaliyle alakalı. Bu suçlamaların hiçbiri, X'te hangi içeriğin bulunması gerektiği veya kullanıcıların ne tür konuşmalar yapmasına izin verilip verilmemesi gerektiğiyle ilgili değil. AB, bu konularda siyasi eleştirilerde bulunsa da, mücadeleyi daha temel ve açık DSA hükümlerinin ihlali üzerinden seçti.

"Mavi tikler" suçlaması, tüketici aldatmacasıyla ilgili. X, doğrulama kurallarını değiştirerek taklitçiliğin ve dolandırıcılığın artmasına yol açtı. Komisyon'un belirttiği gibi, DSA "çevrimiçi platformların, herhangi bir doğrulama yapılmadığı halde kullanıcıların doğrulandığını yanlış bir şekilde iddia etmesini açıkça yasaklar." Bu durum, ABD'de de haksız ve aldatıcı ticari uygulamaları yasaklayan yasalar kapsamında ele alınabilecek bir konudur.

Reklam şeffaflığıyla ilgili suçlama ise, DSA'nın platformların hangi reklamları yayınladığını, kimin ödediğini ve diğer bilgileri gösteren herkese açık bir arşiv tutma zorunluluğundan kaynaklanıyor. AB müfettişleri, X'in bu gerekliliği büyük ölçüde yerine getirmediğini tespit etti. X'in arşivinde reklamların kim tarafından ödendiği, içerikleri veya genel konu alanları gibi temel bilgiler bulunmuyordu. Bu tür şeffaflık gereklilikleri, dijital platformların sorumluluğunu artırmayı hedefliyor ve ifade özgürlüğü tartışmalarından ziyade, kullanıcı güvenliği ve piyasa şeffaflığına odaklanıyor.

İçgörü

Dijital platformlara yönelik düzenlemelerin, genellikle ifade özgürlüğü kısıtlamalarından ziyade tüketici koruma ve şeffaflık ilkelerine dayandığını gösteriyor.

Kaynak